Hikmet Çalışmaları | KUR'AN TARİHSEL OLABİLİR Mİ?

muhammed

Ben her türlü fikrin ve eleştirinin dikkate değer olduğunu düşünüyorum. Süleymaniye Vakfı’nın tarihselcilik ile alakalı eleştirilerini de burada paylaşacağım. İyi dinlemeler. 🙂

FILEozof

muhammed

Sünni hadislere göre Ebu’l Kasım Kur’anı kitaplaştırmamışsa Ebu El Kasım’ın en yakın arkadaşı da bu işe Muhammed’in yapmadığını ben mi yapacağım, diyerek yanaşmadıysa Maide 3′e göre tamamlanmış İslam dininin iki kapak arasına alınmış kutsal bir kitabı yoktur.

muhammed

FILEozof Benim tarihselcilik anlayışımda Kuran=Din diye kesin bir eşitlik yok ki. Hatta Kuran bize ulaşmasaydı bile yine de Müslüman olurdum. 🙂

FILEozof

muhammed Benim tarihselcilik anlayışımda Kuran=Din diye kesin bir eşitlik yok ki. Hatta Kuran bize ulaşmasaydı bile yine de Müslüman olurdum. 🙂

Benim eleştirim size değil Bayındır’a.
İslam tarihinde bile Kuran Ebu’l Kasım döneminde iki kapak arasına alınmamıştır. Aslolan ve korunacağı söylenen yazı değil sözdür, yani zikrdir.
Belli bir zemine oturtulması yönüyle Abdülmelik’i Pavlus’a çok benzetiyorum.

gamlibaykus

muhammed Benim tarihselcilik anlayışımda Kuran=Din diye kesin bir eşitlik yok ki. Hatta Kuran bize ulaşmasaydı bile yine de Müslüman olurdum. 🙂

Müslüman olduğunu nereden bileceğiz?
Müslümanın tanım ve özellikleri gerekiyor.
Herkesin tanrının özellikleri ölümden sonra yaşam vb şeyler değişik olurdu.

muhammed

FILEozof İslam’ın da Pavlus’u var elbette ama ben benzeri değişimlerin Kuran gibi temel kaynaklarda ve temel tarihi bilgilerde gerçekleştiğine inanmıyorum. Gelen rivayetlerle İslam bozulmaya çalışılmış olsa da, temeli korunmuştur. Büyük bir kısmı siyasete kurban gitmiştir tabiki.

Ayrıca İslam’ın Abdülmelik tarafından uydurulduğu veya o ve çevresinin bu dini yarattığı iddiası var ki, açıkçası onların elle tutulur delilleri yok bence. Bu iddiaları bilmeyenler bir örneğini burada görebilir: http://library.lol/main/638C1397F9133982E2B6E1DA3FD59E1F

FILEozof

muhammed Kuran gibi temel kaynaklarda ve temel tarihi bilgilerde gerçekleştiğine inanmıyorum.

Kuran’ın temel olduğunun dayanağı ne?
Kaldı ki az önce Kuran=Din diye bir kesinlik olmadığını söylediniz.

Hangi tarihî bilgilerin temel olduğu neye dayandırılıyor?

Hz Muhammed’in doğum tarihi temel mi mesela?

Mekke temel mi mesela?

Bu bilgilerin temelliği sadece siyasî olup olmamasına mı bağlı?

muhammed

FILEozof Tek kaynak Kuran değil. Burada onu belirteyim. Ben Kurancılar gibi tek bir kaynak olduğunu düşünmüyorum. Sizin benimle ilgili böyle bir iddianız yok ama ben yukarıdan aşağı okuyunca, başkalarının tek kaynak olarak Kuran’ı kabul ettiğimi zannedebilir diyerek böyle bir şerh koyma ihtiyacı duydum.

Hangi tarihi ya da dini bilgilerin temel olduğu bilgisi gerçekten çok zor. Peygamber’den hemen sonra siyasallaşan İslam, bizim bildiğimiz olayların bile çok üstünde problemler ortaya çıkardı. Paraya, toprağa ya da herhangi başka zenginliğe “doyan” sahabe için siyasi liderlik tek kapışma olarak kaldı ve bu sebeple de çok basit siyasi sebeplerle bile birbirlerine kılıç çektiler.

İslam’ın ilk yüzyılından sonra ortaya çıkan hadis kültüründe dahi, bu siyasi olaylara ve savaşlara katılmış sahabelerle ilgili bilgiler var. Ya onları övmek ya da yermek için bir sürü rivayet uyduruldu. Savaşlara katılmayan ya da iç savaşlar yaşanmadan önce olan sahabeler ile ilgili tarihi bilgiler -bazen- yok denecek kadar az durumda.

Açıkçası son sorunuzda olduğu gibi; bir bilginin temel mi yoksa uydurma mı olduğu ile ilgili ana düşüncem, siyasi olup olmaması ile ilgili. Çünkü “siyasal islam” denilen şey, tahmin ettiğimizden çok daha eski ve çok daha güçlü bir fikir.

FILEozof

muhammed Açıkçası son sorunuzda olduğu gibi; bir bilginin temel mi yoksa uydurma mı olduğu ile ilgili ana düşüncem, siyasi olup olmaması ile ilgili. Çünkü “siyasal islam” denilen şey, tahmin ettiğimizden çok daha eski ve çok daha güçlü bir fikir.

Ben mesela Rum Kuran’ında bir tarafı tutmayı görüyorum, açıkça siyaset var. Bu da tabii Kuran’ın ne kadar temel olduğunu sorgulatıcı bir unsur.

Siyasal olup olmasının büyük bir kriter olmasına karşın tek kriter olmadığı kanaatindeyim. Zaten siyasal olması ticari, idari vb kriterleri kapsıyor. O ayrı.

Hz Muhammed’in doğum ve ölüm tarihinin belirlenmesinde eski kehanetlerin belirleyici olduğu kanaatindeyim.

Tek bu mu belirledi, yoksa bu belirleyici olmadı mı işte bunların kesin tespiti mümkün değil.

Gerçekten kişinin İslam Tarihi’ndeki olaylar hakkında konuşabilmesi, daha doğrusu söylediklerinden emin olabilmesi oldukça zor.

Dediğiniz gibi din ve siyaset çok eski bir unsur. Meşruiyetin eskiden beri tanrısal olması tek başına bu konudaki her şeyi anlatıyor zaten…

Dinin iktidar elinde dün de bugün de siyasallaştığı kanaatindeyim.

Knightwalker

gamlibaykus Müslümanın tanım ve özellikleri gerekiyor.

Farsça muslimān مسلمان z sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Arapça muslim مسلم z sözcüğünün çoğuludur. Daha fazla bilgi için müslim maddesine bakınız.

Müslüman kelimesi tarihte bilinen ilk kez müsülman/müselman Atebet-ül Hakayık (1300 yılından önce) eserinde yer almıştır.

Müslüman kelimesi Türkçe’de “Doğru, haktan ayrılmaz kimse.” anlamına gelir.

https://turkcenedemek.com/kelime/m%C3%BCsl%C3%BCman/

özel, Arapça muslim + Farsça -ān

isim, din bilgisi İslam dininden olan kimse, Muhammedî, Müslim, Müselman, mümin.
isim, halk ağzında İslam dininin kurallarını yerine getiren kimse.
isim, mecaz Doğru, haktan ayrılmaz kimse.

https://sozluk.gov.tr/

İbrahim, ne bir “Yahudi”, ne de “Hristiyan” idi, ama kendini Allah’a teslim ederek her türlü bâtıldan yüz çevirmiş biriydi; ve O’ndan başka bir şeye ilahlık yakıştıranlardan değildi.
Al - İmran 67

muhammed

gamlibaykus Zaten namaz gibi temel ibadetlerin anlatımı Kuran’da yok. Bunu gelenekten alıyoruz. Oruç, zekat v.b. ibadetlerin birçoğunu da aynı şekilde gelenek aracılığı ile detaylandırıyoruz. Sonuçta Müslüman olmanın temelini ise birkaç meselede inanç sahibi olmak ve bazı ibadetleri yerine getirmek oluşturuyor. Tek tanrı, peygamberlik inancı, ölümden sonra yaşam, sorgu ve hesap gibi konular temel inanç meselelerimizden. İnanca ait bu tip meseleler Müslümanlar arasında -neredeyse- ittifaklı. İbadetlerde de aynı durum geçerli.