Öncelikle şunu söyleyeyim ki küçüklüğümden beri Hz. Ali’nin kahramanlık hikayelerini duydum ve Muaviye isimli bir sahabeyi çok sonraları kendi çabalarımla tanıdım. Yani burada yazacaklarım, dini ve mezhebi inançlarımdan kaynaklı bir önyargı değil. İslam’ın ilk yüz yılı o kadar karanlık bir tarih ki, onu anlamak için rivayetler denizinde kayboluyor ve birçok uydurma bilgiden sonra belki yaşanan olayların çok azını gerçek manada öğreniyorsunuz. Bu açıdan ilk dönem İslam tarihi ve Hz. Peygamber döneminde yaşamış insanlar hakkında ahkam kesmek çok zor. Gerçi ben bu yazıda Emeviler ve Muaviye hakkında sadece düşüncelerimi ve insanların sormadığı birkaç soruyu sizlerle paylaşacağım.
Emeviler yani Ümeyyeoğulları Osman ile birlikte İslam Devleti’ni yönetmeye başladılar. Hz. Ali’nin birkaç yıllık hilafeti ve Hz. Hasan’ın birkaç aylık hükümdarlığını saymazsak, Hz. Osman ile birlikte Mekke aristokratlarından olan Ebu Sufyan ve çocukları (torunları ve akrabaları) müslümanların başlarına idareci olarak geçtiler. Ancak bir insan ömrü kadar hüküm sürmüş olan Emevi Devleti ile ilgili tüm bildiklerimiz, onların muhalifleri olan Abbasiler tarafından ve Abbasi krallarının teşvikleri ile kaleme alındı. Bu sebeple de başta Muaviye olmak üzere Emeviler hakkındaki tüm bilgilere şüphe ile yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca sünni ekoller de aynı dönemde ortaya çıktığı için, Emevilerle ilgili bir takım olumsuz bilgiler klasik hadis ve tefsir kitaplarına da girdi. Özellikle hadis alanında yapılan karartmalar herkesin malumu.
Şimdi ben iki soru sormak istiyorum. Bunlardan ilki İslam karşıtları. Bu grup içerisinde Emeviler’e düşmanca bir bakış sergileyen insanlar var. Muhaliflerinin iddialarına göre İslam’dan uzaklaşıp -modern anlamda laik diyebileceğimiz- bir devlet kuran, sanata ve bilime ön ayak olan, saraylarında başka din mensuplarının bile en yüksek konumlara geçmesine izin veren, din temelli değil de millet temellli bir bakış açısı (Emevilerin Arapçılığı hepimizce biliniyor.) ile halkını yöneten Emeviler’e neden karşısınız? Tarihte görülüyor ki Ümeyyeoğulları neredeyse seküler bir şekilde yönetmiş kurduğu imparatorluğu. Ali ve soyu ile kavgalı olduğu için böyle bir ön yargıya sahipseniz bu hiç anlaşılır değil. Çünkü Hz. Ali ve oğulları Emeviler İslam’dan uzaklaştığı düşüncesi ile isyan ettiler.
İkinci sorum ise Müslümanlara. “Sahabe tapıcısı” bir müslüman değilseniz, Hz. Muhammed’in arkadaşları ile ilgili düşünceleriniz sizi hemen Muaviye’ye karşı olmaya itiyor. Muaviye’nin aynı Hz. Peygamber gibi muhaliflerine mal/mülk vererek yanına çektiğini görmüyor musunuz? Muaviye yapınca problem oluyor da Hz. Muhammed “kalpleri ısındırılacak” kimselere para verince neden doğru oluyor? Ya da Ömer devrinde olduğu gibi akrabalarını yönetici yapmamaya özen gösteren ve farklı kabilelerden kimselere -eski düşmanı dahi olsa- Hz. Muhammed’in yaptığı gibi yetki veren Muaviye yanlış mı yaptı?
Muaviye de Emeviler de beni ilgilendirmiyor. Ama dini hamasetlerle, tarihi kişileri araştırırken adaletten uzaklaştığımızı düşünüyorum. Ehli sünnet bile Muaviye’yi haksız bulmuştur. Ama çok ilginçtir ki Hz. Ali yaklaşık 5 yıl halifelik yapmış ama bu halifeliğini çoğu müslümana kabul ettirememiştir. Muaviye ise yaklaşık 20 yıl vali olarak, bir o kadar da halife olarak insanları yönetebilmiştir. Siyaset başka bir şey, takva sahibi bir Müslüman olmak başka. Bir insan iyi bir müslüman olabilir ama bu onun iyi bir yönetici olacağı anlamına gelmez. Ne yazık ki efdaliyet sırasını hilafet sırasına bağlayan sünnilik, Hz. Peygamber’in Sad bin Ubade gibi sahabeleri modern müslümanın zihniyetinden silip atmıştır.